Mikrobiyologlar, "aşırı mikrobiyal yük"ten kaçınmak için pijamaların ne sıklıkla yıkanması gerektiğini açıklıyor.
Giysilerimizi ne sıklıkla yıkadığımız sorulsaydı, en yaygın cevap kirli olduklarında olurdu, ancak bu düşündüğümüzden daha önemli bir ritüeldir. Her şeyin dezenfekte edildiği, temizlendiği ve sterilize edildiği bir toplumda (en azından teoride)... doğrudan cildimize temas eden giysileri temizlemek genel sağlık için önemlidir.
Ve sadece bu değil: pijamalarımızı temiz tutmak daha iyi bir gece uykusuna katkıda bulunacaktır. Resmi olarak, American Cleaning Institute gibi kuruluşlar "pijamalarımızı yıkamak" için ortalama üç ila dört kullanım öneriyor. Ancak, bu miktar çok sayıda faktöre (mevsim, her kişinin ne kadar terlediği, giysinin malzemesi, nefes alabilir olup olmadığı vb.) bağlı olarak değişecektir. Madrid Complutense Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde Mikrobiyoloji ve Parazitoloji profesörü olan Víctor Jiménez Cid ile konuştuk.
Pijama: Enfeksiyonların bulaşmasında bir 'araç' mı?
Uyuduğumuz kıyafetlerin sağlığımızı nasıl etkileyebileceğini anlamaya başlamak için, danışılan profesör "cilt ve mukoza zarlarıyla doğrudan temas halinde olan kıyafetler epidemiyolojik jargonlarda 'fomit' olarak kabul edilir." açıklamasıyla başlıyor. Peki bu ne anlama geliyor? "Bunlar, insanlar arasında bulaşıcı hastalıkların dolaylı olarak bulaşmasına aracılık eden cansız nesnelerdir."
Uzman bu kategoriye kıyafetleri ve özellikle "iç çamaşırı, çarşaf ve havluları" dahil ediyor. Bu yüzden tavsiye her zaman bunları paylaşmaktan kaçınmak ve sık sık yıkamak yönünde. Pijamalar da iç çamaşırı ve çarşafların arasında olurdu."
Bu konu hakkında çok sayıda bilimsel literatür var, yani "hastane ortamlarında, sıkı hijyen protokolleriyle yapılan çalışmaların sonuçları. Hepimiz , virüsler, bakteriler, mantarlar (saçkıran veya ayak mantarı gibi dermatofitler) ve parazitler (örneğin uyuz) tarafından oluşturulan birçok hastalığın yanı sıra bu yolla bulaşabilen 'maymun çiçeği' vakasını hatırlıyoruz."
Mikroorganizmaları uzak tutmak için temel hijyen
Mikrobiyolog, ev ortamında, bulaşıcı hastalıkların olmadığı ve normal hijyen standartlarının sağlandığı durumlarda, " Uyuduğumuz mikrobiyota bizim bir parçamızdır ve makul aralıklarla yıkamayla kontrol altında tutulması sağlıklı kalmak için yeterlidir" diyor.
Elbette, tamamen kuru giysiler giymek esastır. "Bizimle yaşayan mikroorganizmalar, cilt mikrobiyotası , giysilerimizde bol miktarda bulunacak ve nemli bir ortam sağlarsak büyük ölçüde çoğalacak ve ter kokusuna neden olan uçucu bileşikler üretecektir."
"Staphylococcus veya Cutibacterium gibi onlarca cinsin arasında yer alan gram pozitif cilt bakterileri, pijamalarımızda, çarşaflarımızda vb. bol miktarda bulunacaktır. Ayrıca evlerimizdeki tozda da bulunacaktır, çünkü cildimiz keratinize dış tabakasından sürekli olarak bakteri yüklü hücreleri dökmektedir." Ve şüphesiz bu mikroorganizmaları birlikte yaşadığımız insanlarla paylaşacağız .
Her insanın, birden fazla faktöre bağlı olarak kendi kişisel mikrobiyotası vardır, ancak aktarılamaz değildir. Yatak paylaşanların, evcil hayvanlarıyla bile mikrobiyotalarından birçok mikroorganizmayı paylaştığı gösterilmiştir. "Ve bu kötü bir şey değil, ancak her şey gibi, aşırı mikrobiyal yük iyi değildir ."
Mikropların serbestçe çoğalmasına izin verirsek, bunlar mutlaka tehlikeli türler olmasa bile, "aşırı çoğalmaları kokuya, küçük yaralarda enfeksiyon riskine vb. neden olur. Bu nedenle pijamaların iki veya üç günde bir yıkanması önerilir. Bu noktada, mikroorganizmaların takıntılı olmayan bir şekilde kontrol edilmesini, dezenfeksiyonu değil, sanitasyonu savunan bilim insanları vardır."
Sert deterjanların ve güçlü dezenfektanların aşırı kullanımı "cildimizi, insan türüyle bağlantısı yalnızca yakın on yıllara dayanan kimya endüstrisi ürünlerine maruz bırakabilir. Bu 'ksenobiyotik' (hayat oluşturmayan) bileşikler tahrişlerin ve alerjilerin arkasındadır," diye uyarıyor uzman.
Ayrıca, makul seviyelerde tutulan cilt mikrobiyotamız, " patojenik bakterilerin istilasına karşı savunmamızın bir parçasıdır ve bağışıklık sistemimizin normal eğitimine katılır. Bunları tamamen ortadan kaldırmak ters etki yaratır."
Bu nedenle mikrobiyologlar "Günlük hijyen veya kumaşlarımızı temizlemek için cildimize sert sabunlar ve deterjanlar kullanmamalıyız . Aksine, her zaman doğal ürünlere dayalı hijyen rutinlerini tercih etmeliyiz" diye sonuca varıyor Víctor Jiménez Cid.
20minutos
